Sağlık hukuku, sağlık hizmeti alan doktor ve hasta arasındaki ilişkiyi, hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğu, idari sorumluluk, hastanın ve hekimin sorumluluğu ile yükümlülükleri, sağlık çalışanlarının hakları, tıbbi müdahalede hastaya dair aydınlatma ve rızaya dair yasal dayanakları düzenleyen hukuk dalıdır.
Hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet sözleşmesi olduğu için hekimin, sözleşme öncesi sorumluluğu gereği hastaya tedavi süreci hakkında bilgi vermesi gereklidir. Aynı zamanda Hasta Hakları Yönetmeliği’ne göre; hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanabileceği konusunda bilgi isteyebilir. Bu hak, hangi sağlık kuruluşundan hangi şartlara göre faydalanılabileceğini, sağlık kurum ve kuruluşları tarafından verilen her türlü hizmet ve imkanın neler olduğunu ve müracaat edilen kuruluşta verilen sağlık hizmetlerinden faydalanma usulüne öğrenme haklarını da kapsar. Hasta, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkına sahiptir.
Tedaviye başlanılmadan önce hastanın rızası alınması şarttır. Rıza; kişinin tıbbi müdahaleyi serbest iradesiyle ve bilgilendirilmiş olarak kabul etmesini ifade eder.
Malpraktis terimi ise, tıbbi uygulamalardan kaynaklanan olumsuz sonuçları betimlemek amacıyla da kullanılmaktadır. Bu bağlamda ihmal, dikkatsizlik, bilgisizlik, beceri eksikliği ve hasta bakımında yetersizlik sonucunda ortaya çıkan tıbbi uygulama hataları hekimin mevcut şartlarda makul olan hizmet ve bakımı başaramaması, meslekte tecrübeli bir hekimin aynı şartlar altında sergileyebileceği performansı gösterememesi, normal uygulamanın gereklerinden sapması ve standartlarını düşürmesi, bundan bir zararın doğmuş olması olarak tanımlanabilmektedir.